KORSAN KOYU

Balıkesir’in kıyılarında çocukluğumu geçiren ben için artık farklı koy körfezler keşfetme vakti gelmiş geçiyordu bile…Hayalim evlenip eşim ile çadırımızı da alıp o koy senin, bu koy benim deniz kum güneş ve aşk ile geçirmekti.Sanırım duaları geç kabul olanlardanım, ama olsun. Yaşım 29 evlenip ki bu konuda da şanslıyım kendim gibi olan eşim ile kamp yapmaya karar verdik.Hayatımız boyunca hiç kamp yapmayan iki yetişkin ve doğa sevdalısı olarak hadi dedik neden olmasın .:) Yılların kampçılarının aa doğa sever olup kamp yapmamak mı ? Diye kendilerine sorular sorduğunu fark eder gibiyim.Günü birlik doğa gezilerimizin yanında ,otel ve yazlık konaklamamızdan mütevellit kamp hayatını ertelemişiz.Keşke daha önce bu deneyime sahip olsaydık demedik de değil . :))

Hayatı boyunca hiç kamp yapmayan bireyler olarak ,öncelikle benim yıllardır takip ettiğim sosyal medyadaki doğa kamp gruplarına post açarak başladık. Malzemelerin listesini çıkardık.Listemiz o kadar uzundu ki bir an gözümüz korkmadı değil.Aman Yarabbii ! ikinci bir ev kuruyorduk gözümüz korkmadı değil . :) Tüm eksik listemizi tamamlayıp kamp için yola koyduk.Tabi şimdi sizlere ilk olarak Korsan Koyu’nu yazacağım.İlk kamp alanımız elbette Korsan Koyu değildi.Korsan Koyu’na gidene kadar bir çok yerde kamp deneyimine sahi olup, Balıkesir’den  Akdeniz kıyılarına yol almaya koyulduk.İlk gezi yazım olduğundan dolayı, biraz heyecan ilEen çok etkisinde kaldığım Korsan Koyu’nu yazmak istedim.Uzun yol yoluluğuna ,uzun yıllardan beri çıkmamıştım.Korsan Koyu’na gidenlerin atmış olduğu fotoğrafların heyecanı ile bu yol beni daha da ceza etmeye başlamıştı.

Korsan Koyu’na gitmek için haziranın ayının ortalarını seçmiştik.Güneş yine kavurucu sıcaklığını gösteriyordu.Ortalama hava sıcaklığı yaz aylarında 35-42 olan Balıkesir’den güneşin koynundaki şehirlere gitmenin merakı ile doluydum.Aşırı sıcaktan haz etmeyen ben , aracın klimasına adeta sarıldım .Balıkesir’de körfeze çok rahat gidiyormuşuz meğersem.Bu da nereden çıktı derseniz, Akdeniz bölgesine ilk gidişimden  olsa gerek koy ve körfezlere yamaçları dağları aşıp gidince fark ettim.İnsan oğlu işte, istiyor ki 100 metre sonrasında karşısına koy çıksın.Yokmuş öyle bir dünya gidince anladım. :) Korsan Koyu’na gitmemiz sıcağın etkisi ile de yorucu gelmeye başlamıştı.Korsan Koyu’na varana kadar dön baba dön ! Virajları ile iyice sersem olmuştum.Gidip bir an önce çadırı kurma telaşımız vardı.Korsan Koyu’na iki araba gidiyorduk.Eşimin ailesi annem babam ve görümcem ile…Yol yorgunluğunu örteleyen ise,yol kenarlarındaki boylu boyunca ağaçların verdiği mutluluklar oldu.Bir kaç saatin ardından, nihayet Korsan Koyu’na vardık.

Korsan Koyu ,Antalya ili Kumluca sınırlarında olan bir koy.Koya daha varmadan yüksek tepelerde kurulmuş çadırları görmeniz mümkün.Korsan Koyu’nda bir çok çadır kamp alan işletmesi mevcut.tercih sizlerin elbette.bizler henüz koya inemeden ,korsan koyu başlangıcında olan Furkan Kamping’i seçtik.Korsan Koyu’na pazar günü gittik.Pazar günü çok kalabalık geldi bizlere, kampçılar dışında günü birlik gelen aileler ve gençlerde vardı.Hoş bende Korsan Koyu’na o kadar yakın mesafede yaşasam ben de kesinlikle her hafta sonumu doğa ve deniz huzur ile Korsan Koyu’nda değerlendirmiş olurdum.

Korsan Koyu’na gittiğimizde ise adeta şok yaşamıştım. Fotoğraflardaki görmüş olduğum koydan ziyade, sanki bir ilçenin şenlikleri için toplanmış halk ve mesire alanı vardı.O kadar yol gelmiş olmanın bezginliği, sıcaklığın ve yorgunluğun etkisi ile yaşadığım ve yaşadığımız hayal kırıklığını anlatmam mümkün değildi.Ailelerden ziyade, bir çok bekar ve kamp kültürü olmayan kişilerin orda olması açıkçası beni tedirgin etmişti.Koyda yanan mangallar, semaverler, tavuklar ,horozlar, sebzeci ve meyvecisi derin bir şok etkisi yarattı bende…Sakin ve huzur olarak kafama yerleştirdiğim koy alanından eser yoktu.Koyun biraz kumsalı vardı ,esas şok eden görüntü römork ile normal kumun kumsala bırakılmış olmasıydı.Hemde bir tepe şeklinde onu aşıp geçiyorsun.Koyda denize giren insanları izleyen bir güruh vardı.Aklıma rahmetli Kemal Sunal’ın Kibar Feyzo filminde ki bir sahne gözümde canlandı.İki genç grup kızlı erkekli karşılıklı Kibar Feyzo şarkısını söylüyordu.İşte o sahneyi anımsadınız mı? Oradaki gurur o sahnedeki delikanlılardı işte. Oturuşları adeta o film sahnesi gibiydi. :) Korsan Koyu’ndaki görsel kirlilikten sonra koyda denize girmeme kararı aldık.Hemen oradan da ayrılma isteğine büründük.Tam Korsan Koyu’ndan gitme kararı almışken, Korsan Koyu’ndaki girişte bulunan Furkan Kamping dikkatimizi çekti.İyi ki de çekmiş.Furkan Kamping alanına devam etmeden önce Korsan Koyu’nun kesinlikle bu görüntülerden arındırılmasını ve hatta ücretli olmasını yetkililerimizin bu konuya el atmasını rica ediyorum.Yoksa böyle giderse ,kendini bilmez insanların zararı sonucu hem daha da kirlenip hem de yok olmaya yüz tutacak dilerim bu güzel koya mutsuz son değil mutlu son olur.Nesilden nesile doğal güzelliği tahribata uğramadan aktarılır.

Evet sonunda içmdeki hislerin coşkusunu yamaya geldi.Korsan Kamping alandan ayrılıp, kendimizi Furkan Kamping alanına atmış bulunduk.Öncelikle işletme sahibi genç arkadaşımız Furkanın ve ailesinin samimiyeti içimizi ısıttı.Kamp Alanı işletmelerini yeni açtıkları için eksikliklerinin olduklarını dile getrdiler.O kadar sıcak ortamdı ki inanın eksiklikler gözünüze bile batmıyor.Tam deniz kıyısında hafif tepeye kamp alanını kurmuşlar.İki metrelik aşınmış yamaç yol ile denize iniyorsunuz.kumsal değil,t aşlarla dolu bir plaj.İlk başta hoşuma gitmese de bu durum gerekli plaj ayakkabıları ile sorunu çözüyorsunuz.Gel gelelim o kavrulmuş sıcak ardından o hafif mavimsi beyazımtrak o deniz.bu satırları yazarken bile ah keşke orada yapsam diyorum.Yıllardan beri bir çok denize girmiş olan ben için, bu deniz eşsiz güzellikteydi.Sanki havuzdaydım. Aşırı dinlendiren bir suydu.Saatler boyu hiç hareket etmeden ,yüzmeden o denizin içinde kalınız.O kadar huzur veriyordu ki suyu tamda İstanbul seçimlerinin olduğu gündü.Ben ki siyaset hamuru ile yoğrulmuş,gazeteci ben böyle tarihi bir seçimi merak dahi etmiyor, suyun bana verdiği o mutluluk ile sudan çıkmıyordum. Denize girdiğinizde arkanızı dağlara ,yüzünüzü ise ağaçlara veriyorsunuz.Kimi yerde ağaçların gölgesi yüreğinize de bir huzur serpiyor.Yeşilin,mavinin ve beyazın buluştuğu eşsiz bir huzurdan bahsediyorum.  Hele ki gün batımı, alın katlanır sandalye masanızı koyun denizin için…Bir de içecekleriniz yiyecekleriniz.bir yandan güneş batıyor, bir yandan huzura doğru koşuyorsunuz.Ben bu gün batımlarını Korsan Koyu’nda eşim ile gerçekleştirdim.31 senelik yaşamım boyunca sanırım en güzel zamanlarımı eşim ile Korsan Koyu’nda geçirdim. Kamp alanı komşuluk dostlukları Furkan Kamping’de devam ediyordu.Kamp alanlarındaki en önem verdiğim iki şey güvenlik ve hijyendi.Furkan kamping güven konusunda ve ailelerinde çoğunlukta olmasından dolayı içime ferahlık verdi.Yeni kamp alanı işlettikleri ve eksikliklerini de giderdiklerinden muazzam bir yer olacağından da hiç şüphem yok…Yolunuz Antalya’ya düşsün ya da düşmesin  :) 

Akınızda huzurlu ve sıradanın dışında bir kamp yapmak geçiyorsa ,kesinlikle bu planızını ertelemeden Korsan Koyu’na özellikle de Furkan Kamp alanın gidiniz.Kamp alanı fiyatları bizlere gayet uygun geldi.Henüz sezon tam oturmadığı için diğer kamp alanlarına göre de uygundu.Kamp alanı hemen denizin dibinde olduğu için, bizlere gece 2lere kadar plajda oturup eğlendik.Plajda ateş yakan gençler ve çadır atan ailelerimizde mevcuttu.Eylül ayının başlarında masamda bu sırlarımı yazarken bir dahaki gezi serimizi Dudullu Laydsi’ne bırakıyorum. Görüşmek üzere, güneşiniz ve huzurunuz gönlünüzde baki kalsın.  

Hele bir de mevsim yazsa imkanda varsa denizin dalgalarına kulak misafiri olmuşsun.
Dök içini dökebildiğin kadar.Anlat derdini derin denizlere,kuşlara börtü böceklere.
Sonsuza kadar onlarda kalsın sırrın,arşa ulaşsın yalnızlığın.