Virüste 18 yaş üstüne aşı müjdesi
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu Toplantısı sonrası koronavirüsle mücadelede ile ilgili önemli mesajlar verdi. Aşılamada yeni safhaya geçildiğini belirten Bakan Koca, Cuma günü itibarıyla 18 yaşından gün almış olan herkesin aşı randevusu alabileceğini açıkladı.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, uzun bir aranın ardından yüz yüze toplandı. Toplantının ardından basın açıklaması düzenleyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 18 yaş üzerindeki kişilerin cuma gününden itibaren aşı randevusu alabileceğini duyurdu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, toplantının ardından basın açıklaması düzenledi.
Bakan Koca'nın açıklamalarından satır başları:
Koronavirüs küresel salgını beraberinde birçok zorluğu getirdi. Bu durumu 4 bölüm halinde ele alabiliriz. Salgın hastalık ülkemize ulaşmada önce ilk dönemi, yani salgına hazırlık, karantina ve önlemlerin neler olabileceğiyle ilgili dönemdi. Bu aşamada aldığımız tedbirler 3 ay kazandırdı bize. 2. bölüm ise tanımadığımız bu düşmandan nasıl korunacağımızı öğrenmekle uğraşma dönemiydi. Bu dönemde salgın yönetimi ve çalışma rehberleriyle salgın döneminde kontrollü sosyal hayatın nasıl olabileceğine odaklandık. Bu dönemde dijital altyapımız çok hızlı sonuç almamızı sağladı. Üçüncü dönem ise hastalıkla mücadele dönemiydi. Salgın ilerledikçe bu sefer hastaları nasıl tedavi edebileceğimizi öğrenmeye başladık ve bu bölümde çok canımız yandı. Güçlü sağlık altyapımız dünyada görünen koridorlarda hastaların entübe edildiği manzaralardan bizi korudu. Ülkemizde salgın boyunca hiç altyapı eksikliği yaşamadık. Bir de en büyük gururumuz sağlık çalışanlarımız var. Salgın yönetiminin en zorlu günleri bu günlerdi. Birazdan bu dönemin açtığı hasarla ilgili bazı bilgileri paylaşacağım. Dördüncü bölüm ise aşılama programımızın başladığı, salgının gerileyip insanlığın ve bilimin kazanmaya başladığı aşama. Şu an bu aşamadayız ve salgının kısa sürede biteceğine inancım tam.
SALGINDAN 50 BİN İNSANIMIZI KAYBETTİK
Sizlere üçüncü bölümde yaşadıklarımızın sonuçlarında bazı örnekler vereceğim. Salgın süresince salgından yaklaşık 50 bin insanımızı kaybettik. Salgın sebebiyle ertelenen sağlık hizmetleri sebebiyle yaşadığımız kayıp ise bundan çok daha büyük. Örneğin, kalp krizi teşhisleri salgın döneminde yüzde 56 azalmasına rağmen kalp krizine bağlı ölümler yüzde 10'dan fazla artış gösterdi. Bu durumun temel sebebi salgın döneminde sağlı hizmetine ulaşımın yavaşlaması ya da salgın dışındaki sebeplerden hastanelere gitmekten imtina edilmesidir. Covid-19 ölümlerini DSÖ'nün belirlediği kriterlere göre tespit edip 50 bin kaybımız var derken en az bir bu kadar vatandaşımızı daha kaybettik. Bugün küresel ölçekte en az 3.9 milyon insan Covid-19 sebebiyle hayatını kaybetti ancak doğrulanmamış vakalar ve dolaylı nedenlerle 10 milyonun üzerinde ölüm de Covid-19 ve onun yıkıcı etkisi olduğu değerlendiriliyor. Gelecek 3 yıl boyunca hastalığı geçirmiş kişilerde ne tür yan rahatsızlıklar çıkacağı tespit edilemese de mevcut ölümlerin 3-4 katı kadar daha kayıp beklendiği belirtilmektedir. Hastalığı geçirdikten ve tamamen iyileştikten 45 gün sonrasında yaşanan ölüm olaylarını incelediğimizde özellikle 65 yaş üzeri grupta vefat sayılarının 2 kattan fazla arttığını tespit ettik. Tüm bu vahim tabloya rağmen umudumuzu diri tutacak güzel gelişmeler de var. Örneğin aşılarımızın hastalık sebebiyle gerçekleşen ölümleri çok önemli sayıda sınırladığına şahit oluyoruz. Aşılanarak salgın günlerini aşacağımız görünüyor. Dünyanın en hızlı aşılama programlarından birini yürütüyoruz. Aşı olsun yeter, günde 1.5 milyon aşı yapabiliriz dediğimde inanmayanlar vardı, canları sağ olsun.
AŞININ YAN ETKİLERİ
Aşının yan etkilerini açıklayan Bilim Kurulu Üyesi Ateş Kara'nın konuşması şöyle; Ülkemizde aşının yan etkileri çok yakın takip ediliyor. Aşı sonrası istenmeyen etki izlem sistemi sayesinde bu bilgiler toplanarak değerlendiriliyor. Aşılardan sonra gördüğümüz yan etkileri şöyle söylememiz lazım; bir tanesi aşının yapıldığı yerdeki yan etkiler, şişlik, kızarıklık, ağrı gibi. Her iki türdeki aşının yan etkisi de 24 saatten çok uzun sürmüyor. 100 kişiden 8'inde 2 gün kadar kolda ağrının devam ettiğini görüyoruz. Tüm vücudu etkileyen yorgunluk, halsizlik gibi etkiler de görülebiliyor. Aşı olanların yüzde 10 ila 15'inde görülen etkiler bunlar. Bunların hiçbiri kalıcı değil. Bu etkiler arasında baş ağrısı, çok nadiren 3 gün kadar sürüyor. 1000 ila 1200 kişide 1-2 kişide 24 saat kadar kendini ciddi şekilde halsiz ve yorgun hissedebiliyor.
SEDAT HOCA: Eylül 2020 tarihinde Türkiye Sinovac'ın faz-3 çalışmasına başlamıştı. 23 Aralık'taki ön değerlendirmeden sonra acil kullanım onayıyla uygulanmaya başladı. Bu çalışma beklendiği şekilde Lancet'te önümüzdeki hafta yayınlanacak. Yerli inaktif aşımızın faz-3 çalışmasıyla uğraşıyoruz şu günlerde. Hazırlıklarımızı bitirdik, etik kurul onayı alındı. Sayın Cumhurbaşkanımızın isimlendirmesiyle Turkovac faz-3 çalışmasına başladı. En kısa sürede bitirip kazandırma çabasında olacağız.
AŞILAMADA YENİ SAFHA
Biz özellikle şu dönemde hızla 18 yaş ve üzeri olan vatandaşımızı aşılamak istiyoruz. Bunu ne kadar erken dönemde yapabilirsek toplumsal bağışıklığı o kadar erken sağlamış olabileceğimizi ve ülkemize girme ihtimali olan mutasyonlara da erken dönemde bir çözüm olacağına inanıyoruz. Cuma günü itibarıyla 18 yaşından gün almış olan bütün vatandaşlarımızı tanımlamış olacağız. Yani cumadan itibaren 18 yaşından gün almış olan herkes randevu alabilir olacak. Bizim hedefimiz 18 yaş üstü aşılanabilir olma durumu olan, yani hastalığı geçirenleri düşündüğümüzde 55 milyona yakın vatandaşımız olduğunu, 55 milyona yakın vatandaşımızı da Kurban Bayramı'na kadar en az yüzde 70'inin en az bir doz aşılanmış olmasını sağlamak istiyoruz.
DELTA VARYANTI
Delta plus ile ilgili ülkemizde görüldüğünü bilmiyoruz, tespit etmedik. Delta varyantıyla ilgili ülkemizde şu ana kadar 134 vakamız oldu. Toplam 16 ilimizde görüldü. İllerde dağılımı giderek artmaya başladı. Ağırlıklı olarak İstanbul'da görüldü. 134 vakanın 82'si İstanbul'da, Düzce'de 18, Van'da 8, Ankara'da 4, İzmir'de 3, diğer illerimizde de 1-2 şeklinde olmak üzere toplam 16 ilimizde görüldü. Çok ciddi bir oranın olmadığını biliyoruz ama her geçen gün artabileceğinden endişe ediyoruz. Aşıların bu varyanta da etkili olduğunu biliyoruz. 2 dozla Delta varyantına daha güçlü etkinin olduğunu da biliyoruz.
AŞI TAKVİMİ
Şu ana kadar bize Sinovac aşısının 100 milyon dozu gelmesi gerekiyordu, en geç nisan sonunda. Şu ana kadar gelen aşı miktarı 34 milyon. BioNTech 4.5 milyon gelmişti mart sonuna kadar. Devamında, haziranda 30 milyon doz aşının gelmesi şeklinde sözleşme yapmıştık, eylül sonuyla 120 milyon. Bu 30 milyondan 20 milyon aşı şu ana kadar gelmiş oldu. Pazartesi ve salı 5 milyon daha gelmiş olacak. Belki 30 milyona tamamlanmış olması temmuzun ilk 3-4 günü içerisinde olabilir. Uğur Hoca da bu noktada hassasiyetle üzerinde durmaya gayret ediyor. 30 milyonun tamamlandıktan sonra ülkemize gelişinin daha iyi olabileceğini, ben başta olmak üzere sorumuzun aşı olacağını, aşı gündeminden çıkmak için 30 milyon aşıdan sonra daha çok üretim ve ar-ge olmak üzere başka konuları konuşmak üzere sağlıklı olacağını söyledim. Kendileri de sanırım bayramdan sonra gelmiş olacak. Sputnik'ten de 400 bin doz geldi, testleri yapılıyor.
1. VE 2. DOZDAN SONRA HASTANEYE YATIŞ ORANLARI
Rapiel doz etik kurulundan geçti. Sinovac, Biontech ve Turkovac aşımızı yapmak üzere bir çalışma başlatıldı. Aşının etkinliğiyle ilgili çalışma yayına hazır hale getirilme noktasına geldi. Ama ben önden şunu söyleyebilirim: Yaş arttıkça, ek hastalık arttıkça koruyuculuğun giderek azaldığını görüyoruz. Ama genç yaş grubunda ek hastalığı olmayan kişilerde bu koruyuculuk çok daha yüksek.
DELTA GÖRÜLEN ÜLKELERE EK TEDBİR OLUR MU?
1 Temmuz itibarıyla karantina kararımızı daha detaylandıracağız, bazı ülkelere yasak koymak da gerekebilir. Rusya'dan gelenler dahil olmak üzere, son 48 saatte antijen, 72 saatte PCR mutlaka istiyoruz. Bunun dışında özellikle yurtdışından gelenlerle ilgili örneklem yöntemiyle PCR çalışıyoruz. Bizim örneklem yöntemiyle yaygın yaptığımız testlerde bir artış oranı giderek durumun kötüye doğru oranlarını arttığını hissettiğimizde gereği yapılmış olur.
KISITLAMALAR KALKTIKTAN SONRA VAKA ARTIŞI OLUR MU?
Kısıtlamaların devre dışı kalmasıyla veya azaltılmasıyla birlikte bu dönemde vakaların hareketlilikle birlikte temasla birlikte çok arttığını biliyoruz. Normalde bu kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte düşüşün stabil bir döneme girdiğini görüyoruz. Vakalar 5-6 bin bandında sabit kalmaya başladı. Bu hareketliliğin artışıyla birlikte genelde yukarı çıkış eğilimini görmüş oluruz. Ama bu dönemde yukarı çıkıştan ziyade daha sabit kaldığını, bu dönemde yoğun aşılama yaptığımızı, aşının etkisinin de 14 günden sonra oluştuğunu biliyoruz. Aşının etkisiyle yukarı çıkışın baskılandığı kanaatindeyiz. Önümüzdeki dönemde zorunlu olmadıkça kısıtlama yapmak istemiyoruz. Mesafe korunabiliyorsa o durumda maskeyi takmanız gerekmez, kapalı alanda da olabilir bu. Ama mesafenin korunmadığı açık alanlarda da maskeyi takmanız zaten zorunlu oluyor. Aşılamanın en az %70 olduğu dönemde maskelerden de artık kurtulabiliriz diye düşünüyorum. Gençlerimizin de bağışıklık kazanmasıyla üniversitelerin çok kolay, rahat açılabileceğini söylemek istiyorum.
Yorum Yazın